21 Haziran 2011 Salı

Ders 15: Japonca'da ~nai halin kullanımları

Japoncada fiilerin ~nai hali ~te halinin olumsuzu gibi anlatılır; ama birden çok kullanım şekli sebebiyle bu genelde yanlış bir öğretim metodudur. Fiiller ~nai hallerine gene belirli bir kural doğrultusunda geçerler. Örneklerle açıklayalım;


1. grup fiiller:

su-i-masu                     su-wa-nai
i-ki-masu                      i-ka-nai
iso-gi-masu                  iso-ga-nai
hana-si-masu               hana-sa-nai
ma-chi-masu                ma-ta-nai
yo-bi-masu                   yo-ba-nai
no-mi-masu                  no-ma-nai
kae-ri-masu                  kae-ra-nai

2. grup fiiller, direk ~masu ekini atıp nai alırlar.

tabe-masu                   tabe-nai
ire-masu                      ire-nai
oki-masu                     oki-nai
abi-masu                     abi-nai


3.grup fiiller:

ki-masu                        konai
shi-masu                      shi-nai
shinpai shimasu         shinpai shi-nai


1. ~nai de kudasai: ~te kudasai kalıbının olumsuzudur. Yapmayınız, etmeyiniz demektir. ~te wa ikemasen'e göre daha kibar yasak kalıbıdır.

Koko de shashin o toranai de kudasai. (Burada resim çekmeyin lütfen.)
Koko ni kuruma o tomenai de kudasai. (Buraya araba park etmeyiniz.)
Toshokan de ookii koe de hanasanaide kudasai. (Kütüphanede yüksek sesle konuşmayın lütfen.)

Ders 14: Japonca'da ~te halin kullanımları 3

Japoncada yaptığımız eylemleri sıralarken fiilleri ~te halinde kullanırız. Bunu yapmanın iki yolu vardır;

Asa asagohan o tabete, shinbun o yonde, shawaa o abite ginkoo e ikimasu. (Sabah kahvaltı edip, gazete okuyup, banyo yapıp bankaya giderim.)
Toshokan o itte, hon o karite, uchi e kaerimashita. (Kütüphaneye gidip, kitap alıp eve döndüm.)
Okite, koohi o nonde, benkyooshitehajimemasu. (uyanıp, kahve içip ders çalışmaya başlarım.)

Diğer bir kullanım ~te kara kullanımıdır. İlk kullanım doğrudan eylemleri sıralayıp,  çevirisi motomot olarak şöyle böyle davrandıktan ''sonra'' şeklinde olmayıp, ~te kara kalbının direk çevirisi bu ''sonra''ya tekabül eder.

Asa asagohan o tabete, shinbun o yonde, shawaa o abite kara ginkoo e ikimasu. (Sabah kahvaltı edip, gazete okuyup, banyo yaptıktan sonra bankaya giderim.)
Toshokan o itte, hon o karite kara ie e kaerimashita. (Kütüphaneye gidip, kitap aldıktan sonra eve döndüm.)
Okite, koohi o nonde kara benkyooshitehajimemasu. (uyanıp, kahve içtikten sonra ders çalışmaya başlarım.)

Okane o dashite kara, nani o shimasu ka? (Para çektikten sonra ne yapacaksın?)
Atarashii pasakon o kai ni ikimasu. (Yeni bir bilgisayar almaya gideceğim.)

Kuni e kaette kara nani o shimasu ka? (Ülkene dönünce ne yapacaksın?)
Yuumei no Nihon no kaisha de harakihajimemasu desu. (Ünlü bir japon firmasında çalışmaya başlayacağım.)

Ders 13: Japonca'da ~te halin kullanımları 2

1. Japoncada izin isteme kalıpları:
~te mo ii desu ka? kalıbıyla kullanılırlar. Şimdiki zaman kullanımlarıyla bir ilişkisi olmayıp, tek ortaklıkları fiilin ~te haliyle çekiminden elde edilmeleridir.

Kono jisho o tsukatte mo ii desu ka? (Bu sözlüğü kullanabilir miyim?)
Koko de tabako o sutte mo ii desu ka? (Burada sigara içebilir miyim?)
Mado o akete mo ii desu ka? (Pencereyi açabilir miyim?)
Kono hon o moratte mo ii desu ka? (Bu kitabı alabilir miyim?)

Fiillerin nasıl değiştiğini görelim bir de;

tsukaimasu   tsukatte
suimasu        sutte
akemasu       akete
moraimasu    moratte


2. Japoncada yasak bildirme:

~te wa ikemasen kalıbıyla anlatılır.

Koko de shashin o totte wa ikemasen. (Burada resim çekmek yasaktır.)
Koko ni kuruma o tomete wa ikemasen. (Buraya araba park etmek yasaktır.)
Toshokan de ookii koe de hanashite wa ikemasen. (Kütüphanede yüksek sesle konuşmak yasaktır.)


Her iki kalıbı pekiştirmek maksatlı birkaç örnek daha görelim;

Kono jisho o tsukatte mo ii desu ka? (Bu sözlüğü kullanabilir miyim?)
Hai, soo desu. Doozo tsukatte kudasai. (Evet, öyle. Buyrun kullanın.)

Koko de tabako o sutte mo ii desu ka? (Burada sigara içebilir miyim?)
İie, chigaimasu. Koko de tabako o sutte wa ikemasen. (Hayır, burada sigara içmek yasaktır.)

Mado o akete mo ii desu ka? (Pencereyi açabilir miyim?)
Hai, doozo akete kudasai. (evet, buyrun açın.)

Kono hon o moratte kite mo ii desu ka? (Bu kitabı alıp gitsem, olur mu?)
İie, moratte wa ikemasen. (Hayır, alıp gitmeniz yasak.)

Ders 12: Japonca'da ~te halin kullanımları

Japoncada fiiller geniş zamanda ve geçmiş zamanda düzenli bir şekilde çekimlenirken, şimdiki zamanda farklı şekillerde; ama yinede fiilin ses yapısına göre sınıflandırılarak bir nebze düzenli bir şekilde çekimlenirler.

1.grup fiiller:

ka-ki-masu             ka-i-te
i-ki-masu                i-t-te
iso-gi-masu           iso-i-de
no-mi-masu           no-n-de
yo-bi-masu             yo-n-de
kae-ri-masu           kae-t-te
ka-i-masu               ka-t-te
ma-chi-masu          ma-t-te
ka-shi-masu           kas-hi-te

şeklinde çekimlenir.

2.grup fiiller: direk ~masu'dan kurtulup ~te eki alırlar.

tabe-masu             tabe-te
ne-masu                ne-te
oki-masu               oki-te
kari-masu              kari-te

şeklinde çekimlenir.


3.grup fiiller ise düzensizlerdir.

ki-masu                       ki-te
shi-masu                     shi-te
sanpo shi-masu         sanpo shi-te

şeklinde çekimlenir.

Tekei'nin kullanıldığı belli başlı yerler:

1. Şimdiki zaman cümleleri:
Japoncada şimdiki zaman cümleleri, fiilin ~te halinde kullanılmasından elde edilir. Şimdiki zaman cümleleri ~te imasu kalıbıyla birlikte kullanılır. Geniş zaman cümleleriyle kıyaslayarak açıklamaya çalışalım.

Watashi wa maiasa asagohan o tabemasu. (Ben her sabah kahvaltı ederim.)
Watashi wa ima asagohan o tabete imasu. (Ben şu an kahvaltı ediyorum.)

Maishuu tegami o kakimasu. (Her hafta mektup yazarım.)
İma tegami o kaite imasu. ( Şu an mektup yazıyorum.)

Maiban koohi o nomimasu. (Her akşam kahve içerim.)
İma koohi o nonde imasu. (şimdi kahve içiyorum.)

2. Rica kalıbı:
Japoncada kibar istek cümleleri ~te kudasai kalıbıyla kullanılır. Örneklerle açıklarsak;

5-mai kopii-shite kudasai. ( 5 sayfa fotokopi çekin lütfen.)
Chotto matte kudasai. (Biraz bekleyin lütfen.)
Ashita mo kite kudasai. (Yarın da gelin lütfen.)

Ders 11: Japonca'da kıyaslamalar

Japoncada iki şeyi birbiriyle kıyaslarken iki tip formül kullanılır. Bunlardan biri yori ile, diğeri dochira ile yapılır.

1.Yori:
Kalıp olarak; A wa B yori...desu şeklindedir. A, B'ye göre/kıyasla daha ...dır şeklinde tercüme edilir. Örneklerle açıklayalım;

A san B san yori kirei desu. (A san B san'a göre/kıyasla daha hoştur.)
Banana wa ringo yori oishii desu. (Muz elmaya göre/kıyasla daha lezzetlidir.)
Dansu wa tenusu yori omoshiroi desu. (Dans tenise göre/kıyasla daha ilginçtir.)

2. Dochira:
Kalıp olarak; A to B to dochira ga .. desu ka? şeklindedir. A ya da B'den hangisi daha ...dır şeklinde tercüme edilir. Cevabı da A no hoo ga.. desu şeklindedir. Bu ise, A daha ...dır şeklinde tercüme edilir. Örneklerle açıklayalım;

A san to B san to dochira ga kirei desu ka? (A san ve B san'dan hangisi daha hoştur?)
A san no hoo ga kirei desu. (A san daha hoştur.)

Banana to ringo to dochira ga oishii desu ka? ( Muz ve elmadan hangisi daha lezzetlidir?)
Banana no hoo ga oishii desu. (Muz daha lezzetlidir.)

Dansu to tenisu to dochira ga omoshiroi desu ka? (Dans ve tenisten hangisi daha ilginçtir?)
Tenisu no hoo ga omoshiroi desu. (Tenis daha ilginçtir.)

Ders 10: japonca'da geçmiş zaman

Japonca'da geçmiş zamanı üç ayrı şekilde anlatıyoruz; isim cümlelerinin geçmiş zaman, sıfatlarda geçmiş zaman ve fiil cümlelerinde geçmiş zaman olarak.

İsim cümlelerinde geçmiş zaman:
Japoncada isim cümlelerinin yapısını özne+wa+isim+desu şeklinde olduğunu ilk derste anlatmıştık. geçmiş zamanda isim cümlelerinde değişen tek şey cümle sonundaki desu'in yerine deshita kullanılmasıdır. aynı şekilde dewa arimasen yerine de, dewa arimasen deshita kullanılır.

Watashi wa enjinia desu. ( Ben mühendisim.)
Watashi wa enjinia deshita demo ima sensei desu. (Ben mühendistim ama şimdi öğretmenim.)
Anata wa sensei deshita ka? (Öğretmen miydin?)
Hai, sensei deshita. (Evet, öğretmendim.)
İie, sensei dewa arimasen deshita. (Hayır öğretmen değildim.)

Sıfatlarda geçmiş zaman:
Bilindiği üzere japoncada iki tür sıfat vardır: ikeiyoshi ve nakeisyoshi dediğimiz -i sıfatlar ve -na sıfatlar. daha evvel bu sıfatların olumsuz hallerini görmüştük. Geçmiş zamanlarda değişimleri gene bir kurala göre olmaktadır.
i sıfatlar olumsuza dönüp değişirken sondaki -i'den kurtulur ~kunai ekini alırlar, na sıfatlar ise direk ~janai alırlar.
Geçmiş zamanda i sıfatlar olumlu iseler -i'den kurtulup ~katta ekini alırlar, olumsuz ise ~kunakatta ekini alırlar.
Geçmiş zamanda na sıfatlar olumlu iseler deshita/datta, olumsuz iseler dewa arimasen deshita/janakatta ekini alırlar.

Örneğin;

samui (soğuk), samukunai (soğuk değil), samukatta (soğuktu), samukunakatta (soğuk değildi).
ii (iyi), yokunai (iyi değil), yokatta (iyiydi), yokunakatta (iyi değildi)
warui (kötü), warukunai (kötü değil), warukatta (kötüydü), warukunakatta (kötü değildi)

kirei (hoş, güzel), kireijanai (hoş değil), kirei deshita/datta (hoştu), kireijanakatta (hoş değildi)


Fiil cümlelerinde geçmiş zaman:
japoncada fiilller, olumlu cümlelerde ~masu halinde kullanılırken, olumsuzda ~masen halinde kullanılır. Geçmiş zamanda ise ~masu, ~mashita'ya, ~masen, ~masen deshita'ya dönüşür.

tabemasu (yerim), tabemasen (yemem), tabemashita (yedim), tabemasendeshita (yemedim)
nemasu (uyurum), nemasen (uyumam), nemashita (uyudum), nemasendeshita (uyumadım)

Maiasa asagohan o tabemasu demo kinoo tabemasendeshita. (Her sabah kahvaltı ederim; ama dün kahvaltı etmedim.)
Kusuri o nomimashita ka? İie, nomimasendeshita. (İlacı içtin mi? Hayır, içmedim.)

Gakkoo e ikimashita ka? Hai, ikimashita. (Okula gittin mi? Evet, gittim.)

Ders 9: Japonca'da bulunma kalıpları

japoncada dünyadaki nesneler canlılar ve cansızlardan ziyade, hareket kabiliyeti olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrılır. hareket kabiliyeti olan hayvanlar ve insanların bir yerde bulunma durumları 'imasu', geriye kalan cansız nesneler ve hareket edemeyen bitkiler için 'arimasu' kalıbı kullanılmaktadır.
Japoncada bu türden yer bildirme cümlelerinde iki tür kalıp vardır:

1. özne/nesne +wa+ yer+ ni+ arimasu/imasu

Jimusho wa koko ni arimasu. ( Ofis buradadır.)
Satoo-san wa jimusho ni imasu. ( Satoo-san ofistedir.)
Teresa-chan wa niwa ni imasu. ( Teresa-chan bahçededir.)


2. Yer+ ni+ özne/nesne + ga+ arimasu/imasu

Jimusho ni Satoo-san ga imasu. (Satoo-san ofistedir.)
Koko ni jimusho ga arimasu. (Ofis buradadır.)
Niwa ni Teresa-chan ga imasu. (Teresa-chan bahçededir.)

Yer göstermekte yardımcı öğeler:

Koko : burası
Soko: Şurası
Asoko: Orası

Ue: üstünde
Shita: altında
Naka: ortasında
Soto: dışında
Aida: arasında
Tonari: bitişiğinde, yanında

Japoncada bu tür yer yön gösteren öğeleri ''no'' ile beraber, tıpkı Türkçedeki gibi bir sıralamayla kullanıyoruz.

Tsukue no ue: masanın üstü
Watashi no tonari: yanımdaki
Heya no naka: odanın ortası
İsu no shita: sandalyenin altı

Tsukue no ue ni hon ga arimasu. (Masanın üstünde kitap vardır.)
Heya no naka ni neko ga imasu. (Odanın ortasında kedi vardır.)

Hon wa tsukue no ue ni arimasu. ( Kitap masanın üstündedir.)
Neko wa heya no naka ni imasu. ( Kedi odanın ortasındadır. )

Ders 8: Japonca'da ga'nın kullanımları

Japoncada bazı kullanımlar sırasında ''wa'' yerine ''ga'' kullanılır. Bazı kaynaklar ''wa'' yerine ''ga'' kullanılmasını vurgu menşeili anlatsalar da, japoncada başka türlüsünün olmayacağı bazı dilbilgisi durumları vardır ki, ga'nın bu tip cümlelerdeki kullanımları sabittir.

1. ~ga suki desu:

Suki desu, japoncada hoşlanırım, severim anlamına gelen bir kalıptır.

Sushi ga suki desu. (sushi severim.)
eiga ga suki desu. (film severim.)
ongaku ga suki desu. (müzikten hoşlanırım.)


2. ~ga joozu desu:

Joozu desu, bir konuda yetenekli, yatkınım demektir.

Uta ga joozu desu. (şarkı söyleme konusunda yetenekliyim.)
Ryoori ga joozu desu. (yemek yapma konusunda yetenekliyim.)

3. ~ga arimasu:

Birşeye sahip olduğunuzu anlatır:

Kamera ga arimasu. (Kameram vardır.)
jidoosha ga arimasu. (Otomobilim vardır.)
Atarashii kasa ga arimasu. (Yeni şemsiyem vardır.)

4. ~ga wakarimasu:

Bir konu hakkında bilginiz olduğunu anlatır.

Nihongo ga wakarimasu. (Japonca bilirim.)
Kanji ga wakarimasu. (Kanji bilirim.)
Hiragana ga wakarimasu. (Hiragana bilirim.)

5. özel durumlar:

~ga itai desu: ağrıyor demektir.

Atama ga itai desu. (Başım ağrıyor.)
Onaka ga itai desu. ( karnım ağrıyor.)

~ga+ sıfatlar:

Se ga takai desu. (Boyu uzundur.)
Tokyo wa hito ga ooi desu. (tokyo'da insanlar çoktur.)

ders 7: japoncada sıfatlar

Japoncada nesnelerin özelliklerinden bahsetmek, o özellikleri pekiştirmek amaçlı kullanılan sıfatlar iki türlüdür; ikeiyoshi ve nakeiyoshi (isıfatlar ve nasıfatlar)

ikeiyoshi:
-i ile biten sıfatlar bu grupta olup, dikkat edilmesi gereken durum her -i ile biten sıfatın ikeiyoshi olmamasıdır. Bir sıfatın hangi grupta yer aldığını bilmek biraz tecrübeyle oturacak türden bir bilgidir.

Sık kullanılan i-sıfatlar:

samui: soğuk/ atsui: sıcak
takai: pahalı/ yasui: ucuz
furui: eski/ atarashii: yeni
ii: iyi/ warui: kötü

Kore wa ii hon desu. ( Bu iyi bir kitaptır.)
Kono resutoran wa takai desu. ( Bu restoran pahalıdır.)
Ano eiga wa furui desu. (  O film eskidir.)

Kore wa anata no atarashii pasokon desu ka? ( Bu senin yeni bilgisayarın mı?)
Hai, soo desu, kono pasokon wa watashi no atarashii pasokon desu. ( evet, öyle. bu benim yeni bilgisayarım.)

Satoo-san wa ii hito desu ka? (Satoo-san iyi biri midir?)
Hai, soo desu. Satoo-san wa ii hito desu. (Evet, öyle. Satoo-san iyi biridir.)

Osushi wa takai tabemono desu ka? ( Sushi pahalı bir yemek midir?)
Hai, soo desu, sushi wa takai tabemono desu. (Evet, öyledir. sushi pahalı bir yiyecektir.)

sık kullanılan -na sıfatlar:

kirei: hoş, sevimli
hansamu: yakışıklı
genki: sağlıklı
nigiyaka: hareketli
shinsetsu: kibar, nazik
shizuka: sessiz, sakin

Na sıfatların özelliği, i sıfatlar isimle doğrudan yanyana kullanılırken, na sıfatlar isimle birlikte kullanılırken, kendisi ve ismin arasına bir ''na'' alırlar. İsimden bağımsız kullanılacaklarsa nesneyi direk betimleyebilirler.

Taroo-chan wa kirei na kodomo desu. ( Taroo-chan tatlı bir çocuktur.)
Chichi wa hansamu desu. (Babam yakışıklıdır.)
Ano hito wa hansamu na hito desu. ( O adam yakışıklı biridir.)


Sıfatlarda pekiştirme:

Japoncada sıfatları pekiştirmek için kullanılan,  totemo (çok), amari (pek), zenzen (hiç) gibi özel kelimeler vardır.

Kore wa totemo ii hon desu. ( Bu çok iyi bir kitaptır.)
Kono resutoran wa totemo takai desu. ( Bu restoran çok pahalıdır.)
Ano eiga wa totemo furui desu. (  O film çok eskidir.)

* Amari ve zenzen totemo'dan farklı olarak olumsuz cümlelerde kullanılır.

i ve na sıfatların olumsuz halleri:

i sıfatlardaki değişim son ses olan -i'nin düşüp, yerine -ku arimasen/ kunai gelmesiyle olur. Bu yolla cümle sonundaki desu de kullanılmaz hale gelir.

Kono resutoran wa takaku arimasen  ( Bu restoran pahalı değildir.)
Ano eiga wa furuku arimasen (  o film eski değildir.)

na sıfatlardaki değişim ise sıfata direk ja arimasen/ janai eklenmesi ile olur.

Taroo-chan wa amari kirei janai  ( Taroo-chan pek tatlı bir çocuk değildir.)
Ano hito wa zenzen hansamu janai. ( o adam hiç yakışıklı değildir.)

ders:6 Japonca'da geniş zaman 2

~masenkei:
Geniş zamanlı fiil cümlelerinin olmsuz formu - masu halinin -masen diye çekilmesi ile oluşur.

shinbun o yomimasen
asagohan o tabemasen
koohi o nomimasen
nemasen
okimasen
norimasen
orimasen
ikimasen
kimasen
kaerimasen
shimasen

Karina-san wa maiasa shinbun o yomimasen. ( karina-san her sabah gazete okumaz.)
Watashi wa ginkoo de hatarakimasen, kaisha de hatarakimasu.  ( bankada çalışmıyorum, şirkette çalışıyorum)
Karina-san wa daigaku de benkyoo shimasen, kare wa isha desu. ( Karina-san üniversitede okumuyor, O doktordur.)


Sushi o hashi de tabemasen. (Sushiyi çubukla yemem.)
Basu de kaerimasen, fune de kaerimasu. ( Otobüsle dönmüyorum, vapurla dönüyorum.)


~masenkei,  yapalım, edelim cümlelerinde de kullanılmaktadır. kibar soru kalıbıdır.

İssho ni osushi o tabemasen ka? ( Birlikte sushi yiyelim mi?)
Koobe e ikimasen ka? (Kobe'ye gidelim mi?)
Eiga o mimasen ka? ( Film izleyelim mi?)

* mashookei: samimi ya da ivedilik anlatan davet kalıbıdır.

İkimashoo ka? ( Gidelim mi?)
Tabemashoo ka? (Yiyelim mi?)
Koohi o nomimashoo ka? ( Kahve içelim mi?)

Ders 5: Japonca'da geniş zaman

Japoncada alışkanlıklarımızdan ya da gelecek zaman cümlelerinde fiiller, aslında japonca bir fiili, ne sözlükte ne de gündelik dilde göremeyeceğiz ~masu hali ile kullanılmaktadır.

shinbun o yomimasu ( gazete okumak)
asagohan o tabemasu ( kahvaltı etmek)
koohi o nomimasu ( kahve içmek)
nemasu (uyumak)
okimasu ( uyanmak)
norimasu (araca binmek)
orimasu ( araçtan inmek)
ikimasu ( gelmek)
kimasu (gitmek)
kaerimasu (geri dönmek)
shimasu (yapmak)

Ne yapıyorsun/ yaparsın sorusu; özne+ wa+ nan(i) o shimasu+ ka şeklinde sorulur.

Anata wa nani o shimasu ka? (Ne yapıyorsun?)
watashi wa osushi o tabemasu. ( Sushi yiyorum.)

Karina-san wa maiasa nani o shimasu ka?
Karina-san wa maiasa shinbun o yomimasu. ( her sabah gazete okur)

Nani o shimasu ka? ( Ne yapıyorsun?)
Kyooto e ikimasu. ( Kyoto'ya gidiyorum.)

Fiil cümlelerinde ''de'' araç ya da direk türkçedeki gibi bulunma anlamı verir.

Watashi wa ginkoo de hatarakimasu. ( Bankada çalışıyorum)
Karina-san wa daigoku de benkyoo shimasu. ( Karina-san üniversitede okuyor.)


Sushi o hashi de tabemasu. (Sushiyi çubukla yiyorum.)
Anata wa nan de kaisha e ikimasu ka? ( Şirkete ne ile gidiyorsun?)
Fune de taksim ni ikimasu. ( Vapurla taksime gidiyorum.)
Basu de kaerimasu. ( Otobüsle dönüyorum.)
Takushi de uchi e kaerimasu. ( Taksi ile eve dönüyorum.)

Fiil cümlelerinde ''to'' birliktelik anlamı verir.

Satoo-san wa ie de Taroo-chan to asobimasu. (Satoo-san evde Taroo-chan ile oynuyor.)
Kazoku to Nihon e kimasu. (Ailemle Japonya'ya gidiyorum.)


Fiil cümlelerinde zamansal ifadeler:

raishu (gelecek hafta)
raigetsu (gelecek ay)
rainen ( gelecek yıl)
itsu (ne zaman)
maiasa ( her sabah)
maiban ( her akşam)

Watashi wa raishu kuni e kaerimasu. ( Gelecek hafta ülkeme dönüyorum.)
Nichiyoobi ni kuni e kaerimasu. ( Pazar günü ülkeme dönüyorum.)
7-gatsu 15nichi ni kuni e kaerimasu. ( Temmuz ayının on beşinde ülkeme dönüyorum.)

* Japoncada fiillerin -masu hali alışkanlık ifadeleri ve gelecek zaman cümleleri için kullanılmakta olup şimdiki zaman cümleleriyle karıştırılmamalıdır.

Ders 4: japonca'da sayılar




güncellenecektir....

Ders 3: japonca'da yer bildirimleri

Yer bildirimleri:

Japoncadaki ko, so, a kalıbı, yer bildirimlerinde, koko, soko, asoko haline gelir. klasik isim cümlesi kalbına uygun şeklide, formülü basitçe şöyledir: koko /soko/ asoko + wa+ yer+ desu.

Koko wa toshokan desu. ( Burası kütüphanedir.)
Soko wa toshokan desu. ( Şurası kütüphanedir.)
Asoko wa toshokan desu. ( Orası kütüphanedir.)

Nesne+wa+ koko/ soko/ asoko+ desu.

Denwa wa asoko desu. ( Telefon oradadır.)
Erebeetaa wa soko desu. ( Asansör şuradadır.)

Satoo-san wa doko desu ka? ( Satoo-san nerededir?)
Satoo-san wa asoko desu. ( Satoo-san oradadır.)

Jimusho wa doko desu ka? ( Ofis nerededir?)
Jimusho wa soko desu. (Ofis şuradadır.)

Bununla beraber doko yerine dochira kalıbını da kullanabiliriz. Dochira doko'nun kibar formudur. Buna paralel, bu şu o yerine de kochira/ sochira/ achira'yı kullanırız.

Erebeeta wa dochira desu ka? ( Asansör nerededir?)
Erebeeta wa kochira desu. (Asansör buradadır.)
Erebeeta wa sochira desu. (Asansör şuradadır.)
Erebeeta wa achira desu. (Asansör oradadır.)

Ders 2: Japonca'da nesneleri tanımlama

Nesneleri tanıtma:

Japoncada nesneleri tanıtma, yine çok basit bir kalıba ve onun kombinasyonlarına dayanmaktadır.

Kısaca kalıbımız; kore/sore/ are + wa+ nesne+ desu şeklindedir.

Japoncada kore: bu , sore: şu, are: o demektir. Örneklerle gidersek;

Kore wa hon desu. ( Bu kitaptır.)
Sore wa zasshi desu. ( Şu dergidir.)
Are wa kagi desu. ( O anahtardır.)

Kore wa watashi no hon desu. ( Bu benim kitabımdır.)
Sore wa anata no zasshi desu. ( Şu dergidir.)
Are wa kare no kagi desu. ( O anahtar, onun anahtarıdır.)

Kore wa anata no hon desu ka? ( Bu senin kitabın mı?)
Hai, soo desu. Kore wa watashi no hon desu. (Evet, öyle. Bu benim kitabımdır.)

Sore wa anata no zasshi desu ka? ( Şu senin dergin mi?)
İie, chigaimasu. Sore wa Miraa-san no zasshi desu. ( Hayır, öyle değil. Şu dergi Miraa-san'ındır)

Are wa Satoo-san no kagi desu ka? ( O anahtar, Satoo-san'ın anahtarı mıdır?)
Hai soo desu. Are wa Satoo-san no kagi desu. ( Evet, öyle. O anahtar Satoo-san'un anahtarıdır.)


Kono/ Sono/ Ano:

Japoncada bu,şu, o kalıbını isimle birlikte kullanamayız. ''kore hon'' kalıbı hatalı olup, şayet ismi işaret zamiriyle birleştirmek istersek, kore'yi kono haline getirir ve  ''kono hon'' şeklinde kullanırız.  Dolayısıyla;  bu, şu, o kalıbını isimle beraber kullanmak istediğimizde kono, sono, ano devreye girer.

Kore wa nan desu ka? (Bu nedir?)
Kore wa hon desu. ( Bu kitaptır.)
Kono hon wa dare no hon desu ka? ( Bu kimin kitabıdır?)
Kono hon wa karina-san no hon desu. (Bu kitap Karina-san'ındır./ Bu Karina-san'ın kitabıdır.)

Aynı şekilde; sore yerine sono, are yerine ano kullanırız.

Ders 1: japonca'da kendinden bahsetme

Kendinden ya da üçüncü şahıslardan bahsetme:

japoncada kendinden  ya da üçüncü kişilerden bahsetme dediğimizde anlaşılan, kişinin adı, mesleği, uyruğu ve yaşı ile ilgili tanımlardır.
Kişinin kendisinden ya da üçüncü kişilerden bahsedebilmesi için gerekli ilk öğe şahıs zamirleridir. Bu bir dilbilgisi kuralı olmakla beraber, şahıs zamirleri japoncanın gündelik dilinde genelde kullanılmayan gizli özne şeklindedirler. Eğer bir cümle olumlu ise cümlenin gizli öznesi yüksek olasılıkla ''ben'' ya da istek kipinde ise ''biz'' anlamına gelmektedir.  Eğer bir soru cümlesiyle karşı karşıyaysak ve özne kullanılmamışsa, gizli özne gene yüksek olasılıkla ''sen'' ya da en kötü ihtimalle ''siz'' dir.
Japoncada şahıs zamirleri sırasıyla şunlardır:

Watashi: ben
Anata: sen
Kare:( erkekler için) o
Kanojo: (kadınlar için) o
Watashitachi: biz
Anatatachi: siz
Karera: (erkekler için) onlar
Kanojora: (kadınlar için) onlar

Japoncada isim cümleleri oldukça basit şekilde formülize edilmişlerdir. isim cümlesinin genel yapısı; özne+ wa+ isim+ desu ve bunun kombinasyonları şeklindedir.
Bunu bir örneklerle açıklarsak;

Olumlu isim cümlesi: özne+wa+isim+desu şeklindedir.

Watashi wa Sakura desu. (Ben Sakura'yım.)
Anata wa enjinia desu. (Sen mühendissin.)
Miraa-san wa nihonjin desu. (Miraa japondur.)
Teresa-chan wa 7-sai desu. (Teresa 7 yaşındadır.)

Olumsuz isim cümlesi: özne+wa+isim+dewa arimasen şeklindedir.

Watashi wa Sakura dewa arimasen, Taroo desu.  (Ben Sakura değilim, Taroo'yum.)
Anata wa enjinia dewa arimasen, ginkooin desu. (Sen mühendis değilsin, bankacısın.)
Miraa-san wa nihonjin dewa arimasen, torukojin desu. (Miraa Japon değil, Türktür.)
Teresa-chan wa 7-sai dewa arimasen, 6-sai desu.  (Teresa 7 yaşında değil, 6 yaşındadır.)

soru cümlesi: özne+wa+isim+desu+ka? şeklindedir.

Kanojo wa Sakura desu ka?  (O kız Sakura mıdır?)
Anata wa enjinia desu ka? (Sen mühendis misin?)
Miraa-san wa nihonjin desu ka? (Miraa Japon mudur?)
Teresa-chan wa 7-sai desu ka?  (Teresa 7 yaşındamıdır?)


Bir soru cümlesine iki şekilde cevap verirsiniz; ya onaylar ya reddedersiniz. Japoncada onaylama cümlesi; hai, soo desu, reddetme cümlesi ise, iie, chigaimasu'dur.

Kanojo wa Sakura desu ka?  (O kız Sakura mıdır?)
Hai soo desu, kanojo wa Sakura desu. (Evet, öyle. o kız Sakura'dır.)

Anata wa enjinia desu ka? (Sen mühendis misin?)
İie, chigaimasu, watashi wa ginkooin desu. (Hayır, öyle değil. ben bankacıyım.)

Miraa-san wa nihonjin desu ka? (Miraa Japon mudur?)
Hai, soo desu. Miraa-san wa nihonjin desu. (Evet, öyle. Miraa japondur.)

Teresa-chan wa 7-sai desu ka?  (Teresa 7 yaşındamıdır?)
İie, chigaimasu. Teresa-chan wa 6-sai desu. (Hayır, öyle değil. Teresa 6 yaşındadır.)




Onamae wa?/ Oshigoto wa?/ Ano kata wa donata desu ka/ Anata wa dare desu ka?:

Oname wa:
Namae, japoncada isim demektir. Onamae wa  ''adın ne'' demektir. Anata no namae wa nan desu ka? (senin adın ne) sorusunun kısayollu ve kibar halidir. İlk tanışmalarda genelde bu kalıp kullanılır.
- Onamae wa / anata no namae wa nan desu ka?
- Watashi no namae wa Taroo desu.

-Anata no namae wa Teresa desu ka? (Adın Teresa mı?)
-Hai soo desu. watashi no namae wa Teresa desu. (Evet öyle. adım Teresa'dır.)
-İie, chigaimasu. watashi no namae wa Satoo desu. ( Hayır, öyle değil. adım Satoo'dur.)

Oshigoto wa? :
Shigoto, japoncada iş, meslek demektir. Oshigoto wa  ''işin ne'' demektir. Anata no shigoto wa nan desu ka? (işin nedir?)  kalıbının kibar formudur.
-Oshigoto wa / Anata no shigoto wa nan desu ka? (işiniz nedir?)
- (watashi wa) Enjinia desu. (mühendisim.)

Ano kata wa donata desu ka?: Şu kişi kim demektir. Ano hito wa dare desu ka? (Şu kişi kimdir?) sorusunun kibar formudur.
- Ano hito wa dare desu ka? (Şu kişi kimdir?)
-Satoo-san desu. (Satoo-san'dır.)

Anata wa dare desu ka? : Kimsiniz demektir.
- Anata wa dare desu ka? (Kimsiniz?)
- (watashi wa) Satoo desu. (Satoo'yum)

Anata wa nan-sai desu ka? : Kaç yaşındasın demektir.
-Anata wa nan-sai desu ka? (Kaç yaşındasın?)
- (watashi wa) 7-sai desu. (7 yaşındayım.)


İsim cümlelerinde ''mo''nun kullanımı:
Mo japoncada -de, -da ekidir. Wa'nın yerine kullanılır. Dolayısıyla bir cümlede mo kullanıldığında wa kullanılmaz.

Watashi wa sensei desu. ( Ben öğretmenim.)
Kanojo mo sensesi desu. ( O kız da öğretmen.)

Watashi wa nihonjin desu, anata mo nihonjin desu ka? (Ben Japonum, sen de Japon musun?)
İie, chigaimasu. Watashi wa nihonjin dewa arimasen, amerikajin desu. (Hayır , öyle değil. ben Japon değilim, Amerikalıyım)
Hai soo desu. Watashi mo nihonjin desu. (Evet, öyle. Ben de Japonum.)


İsim cümlelerinde ''no''nun kullanımı:
No japoncada iki şekilde kullanılır; ilki iyelik göstermek maksatlı, ikincisi de ne hakkında olduğunu göstermek maksatlıdır.

Watashi no sensei : benim öğretmenim
Watashi no hon : benim kitabım
Anata no kasa: senin şemsiyen

Jidoosha no zasshi: otomobil dergisi
E no zasshi : resim dergisi

Japonca deyimler

Akusai wa hyaku-nen no fusaku: Kötü bir kadın kocayı da mahveder.

Koketsu ni irazunba koji wo ezu: Risk almazsan hiçbir şey kazanamazsın.

Saru mo ki kara ochiru: Herkes hata yapabilir.

Kaeru no ko wa kaeru: Anasına bak kızını al.

Shiranu ga hotoke: Cehalet mutluluktur.

Neko ni katsuobushi: Kurda kuzu emanet etmek

Mizu ni nagasu: Köprünün altından çok sular geçti.

İsseki nichoo: Bir taşla iki kuş vurmak

Nana korobi, ya oki: Yedi kez düş, sekiz kez kalk

Saru mo ki kara ochiru: Herkes hata yapabilir.

Kappa mo kawa nagare : Herkes hata yapabilir, ustalar bile.

Baka mo ichi-gei : Aptalda bile en az bir yetenek vardır.

Rakka eda ni kaerazu, hakyou futatabi terasazu : Kırılan şeyi onaramazsın.

Tonari no shibafu wa aoi : Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.

Gou ni itte wa, gou ni shitagae: Roma'daysan Roma'lı gibi davran.

Japonca selamlaşmalar


Ohayo gozaimasu: Günaydın

Konnichiwa: Merhaba

Konbanwa: İyi akşamlar

Sayoonara: Güle güle

Oyasuminasai: İyi geceler

Arigatoo gozaimasu: Teşekkür ederim

Dooitashimashite: Birşey değil

Sumimasen: Özür dilerim, pardon

Gomennasai: Özür dilerim

Ogenki desu ka?: Nasılsınız?

Anata wa?: Ya siz?

Doo shimashita ka? : Ne oldu?

Odaijini: Geçmiş olsun

Moshi moshi: Alo?

Doo shita no?: Ne var ne yok?

Omedetoogozaimasu: Tebrikler

Oagari kudasai: Evime hoşgeldiniz

Samishikatta desu : Seni çok özledim

Mata ato de aimashoo: Sonra gene görüşelim

Otetsudai shimashoo ka?: Yardımcı olabilir miyim?

Chotto matte kudasai: Az bekleteceğim

Watashi to issho ni kite kudasai: Benimle gelin

Japonca

Japonca ilk dönemlerinde bir alfabesi olmayan, sadece gündelik konuşmadan ibaret bir dil iken, beşinci yüzyıldan sonra japonlar, Çin'den gelen kanjiyi alıp, kendi dillerine adapte etmişlerdir. Sonrasında hece alfabesi dediğimiz hiragana ve kataganayı türetip, kanji ile beraber bugün bildiğimiz üç adet alfabeye sahip hale gelmişlerdir.

Hiragana ve katagana, hece alfabesi olup, hiragana Japoncada eklerin yazımında ve kanjilerin anlamlarının bilinmediğinin varsayıldığı durumlarda kanjinin hemen üstüne, açıklayıcı olarak, katagana ise, aslında japonca olmayan; ama bir şekilde japonlaştırılmış yabancı kelimelerin yazılışında kullanılır.


Japonca dünya genelinde sadece japonların kullandığı, japonya sınırın dışındaki kimselerin ise ya kişisel hobileri ya da iş ilişkileri sebebiyle yöneldikleri, Çince ile beraber, dünyanın öğrenmesi en zor dillerinden biri olarak bilinir. Dünya,  avrupa dillerine ve onun paralelindeki Aristo mantığına alışkın olduğundan, Japonca avrupalılar için kurgusu tersten bir dil olarak algılanmaktadır.  Sondan eklemeli bir dil olması da Japonca öğrenmeyi zor hale getiren diğer bir unsurdur. Diğer büyük ve en önemli zorluk ise; hiragana, katagana ve kanji gibi sembollere dayalı alfabelerin avrupa kültürüne uzak olmasıdır. Bu üç alfabe japonca öğrenen veya öğrenmeye hevesli herkesin başlangıçta gözünü korkutsa da, bir süre sonra görsel simgeler kelimelerden daha fazla anlam ifade etmeye başlar ki, bu aşamaya gelen öğrenci için bundan sonrası çorap söküğü gibidir.

japonca öğrenirken yapılan en büyük hata; öğrenciyi romaji denen - roma harfleriyle yazılmış japonca- şekle şemale alıştırdıktan sonra, önüne okuması için hiragana, katagana ve kanji kombinasyonlu, okuma parçaları tutuşturmaktır. Böyle bir deney sonrası elimizde olan tek şey, belki mükemmel konuşabilen; ama Japonya'ya gittiğinde sesi kısılması durumunda aç ve açıkta kalacak bir birey yaratmaktır. Nasıl ki bir dili öğrenmenin tek yolu, sorgusuz sualsiz, o dilin mantığını kabul etmekten geçerse, japonca öğrenmenin tek yolu da Japoncaya kendi alfabesi ile başlamaktır.