Hiragana ve katagana, hece alfabesi olup, hiragana Japoncada eklerin yazımında ve kanjilerin anlamlarının bilinmediğinin varsayıldığı durumlarda kanjinin hemen üstüne, açıklayıcı olarak, katagana ise, aslında japonca olmayan; ama bir şekilde japonlaştırılmış yabancı kelimelerin yazılışında kullanılır.
Japonca dünya genelinde sadece japonların kullandığı, japonya sınırın dışındaki kimselerin ise ya kişisel hobileri ya da iş ilişkileri sebebiyle yöneldikleri, Çince ile beraber, dünyanın öğrenmesi en zor dillerinden biri olarak bilinir. Dünya, avrupa dillerine ve onun paralelindeki Aristo mantığına alışkın olduğundan, Japonca avrupalılar için kurgusu tersten bir dil olarak algılanmaktadır. Sondan eklemeli bir dil olması da Japonca öğrenmeyi zor hale getiren diğer bir unsurdur. Diğer büyük ve en önemli zorluk ise; hiragana, katagana ve kanji gibi sembollere dayalı alfabelerin avrupa kültürüne uzak olmasıdır. Bu üç alfabe japonca öğrenen veya öğrenmeye hevesli herkesin başlangıçta gözünü korkutsa da, bir süre sonra görsel simgeler kelimelerden daha fazla anlam ifade etmeye başlar ki, bu aşamaya gelen öğrenci için bundan sonrası çorap söküğü gibidir.
japonca öğrenirken yapılan en büyük hata; öğrenciyi romaji denen - roma harfleriyle yazılmış japonca- şekle şemale alıştırdıktan sonra, önüne okuması için hiragana, katagana ve kanji kombinasyonlu, okuma parçaları tutuşturmaktır. Böyle bir deney sonrası elimizde olan tek şey, belki mükemmel konuşabilen; ama Japonya'ya gittiğinde sesi kısılması durumunda aç ve açıkta kalacak bir birey yaratmaktır. Nasıl ki bir dili öğrenmenin tek yolu, sorgusuz sualsiz, o dilin mantığını kabul etmekten geçerse, japonca öğrenmenin tek yolu da Japoncaya kendi alfabesi ile başlamaktır.